Hepimiz çok uzun zamandır organik beslenmenin çok daha faydalı olduğunu, hatta sağlıklı beslenebilmek için organik gıdalar tüketmenin şart olduğunu duyuyoruz. Ancak organik ürünlerin günümüz geleneksel yöntemleriyle üretilmiş besinlerinden nasıl daha faydalı olduğunu pek bilmiyoruz. Bu yazımızda organik ürünlerle beslenmenin vücuda nasıl katkı sağladığını sizler için incelemeye çalıştık.
Daha Az Katkı Maddesi Tüketilir
Çağımızın beslenme konusundaki en büyük sorunlardan biri, suni gübre ve çeşitli kimyasallar kullanılarak artan nüfusun besin ihtiyacını karşılamaya çalışmak diyebiliriz. Tarımdan hayvancılığa kadar besin kaynağı olan hemen her alanda kullanılan bu kimyasallara ne kadar fazla maruz kalırsak sağlığımız o kadar tehlikededir. Bugün kanser, kalp – damar sorunları ve kronik hastalıkların oluşumundaki en önemli nedenlerinden biri olarak sayılan bu katkı maddeleri, organik ürünlerde kullanılmaz. Doğal gübreleme yoluyla, yavaş yavaş büyüyüp gelişen hayvanlardan, bitkilerden ya da çeşitli besin gruplarından elde edilen organik gıdalar; hastalıklara karşı korumakla kalmayıp önleme görevi de üstlenen gerçek ve sağlıklı beslenmeyi sağlar.
Daha Fazla Antoksidan Alınabilir
Metabolizmanın normal fonksiyonlarının sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için vücudun bütün vitamin ve minerallere ihtiyacı vardır. Bunları alabilmenin en kolay yolu da besinlerdir. Günümüzde bitki ve hayvanlardan elde edilen besinlerin çoğu hormonlar yardımıyla üretilir. Çeşitli kimyasalları içeren hormonlar, vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve minerallerin ya değerini düşüren ya da tamamen ortadan kaldıran maddelerdir. Bu da doğrudan bağışıklık sistemini düzenleyen antioksidanların vücuda alınmasına engel olur. Organik beslenme, hormon kullanılmadan doğal süreçlerle üretilen organik gıdalar yardımıyla vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve minerallerin kazandırılmasını, vücuttaki antioksidan değerlerinin korunmasını sağlar.
Daha Sağlıklı Yağlarla Beslenilir
Yapılan araştırmalar, organik yöntemlerle üretilen süt ve süt ürünleri ile et ve et ürünlerinden elde edilen doymamış yağların günümüz koşullarında üretilenlere kıyasla %50 daha fazla omega – 3 içerdiğini göstermektedir. Bu farkın otla beslenen hayvanlar ile tahılla beslenen hayvanlar arasındaki gelişim düzeyi olduğu düşünülür. Hayvanlar otla beslendiklerinde daha yavaş ama sağlıklı bir gelişim gösterirler. Buna karşın tahılla beslenen hayvanlar daha hızlı gelişip tüketime hazır hale gelir ancak hayvanlardan elde edilen besinlerdeki doymuş yağ oranı artar. Bu da vücudun ihtiyaç duyduğu sağlıklı yağlar yerine obezite ve kalp – damar hastalıklarına neden olan doymuş yağları almasına neden olur. Organik gıdalar ve organik beslenme, vücudun enerji kaynağı olan yağ asitlerini omega – 3 gibi sağlıklı alternatiflerle almayı sağlar.